Gidiyorum
İçimde benden eser kalmamacasına
Uzaklar ne kadarda çekiciydi
İsteklerim nerede kaldı
Gözü yaşlı ay
Ağlama, işe yaramıyor
Çoçukluğumu ver bana
5 Mayıs 2009 Salı
15 Nisan 2009 Çarşamba
Neyin kontrolü
Vermek sınırsızdır, doğaldır, mutlu edicidir kimine, kimi için olabilecek en kötü şeydir. Sevmek gibi değildir ama sevmenin sonucudur kimi zaman. Sevgili babında verici olmanın sınırlarını çizememişimdir hiçbir zaman, yada bunu çizmenin aslında planlı programlı ilişkiyi köreltici oyun olduğunu düşünmüşümdür çoğu zaman. Bir çiftten biri gizli saklı bağlama programı uyguluyorda diğeri doğruluktan ödün vermek istemiyorsa vede bunu uygularken ne denli bir yapı, bir amaç uğrunda ilişkiyi köreltiyor olduğundan habersiz olmasının bedeli tartışılır. Ben taraftar değilim. Taraftar değilimde neyim. İnsan kendini değiştirme çabası içindeyken, değiştirmek istediği olumsuz taraflarını yansıtmıyorsa program değilmidir? Yada içten davranan biriyse bu insan, içtenliği karşısındakine tam doyumu yaşatıp, ilgisini azaltıyorsa içten olmamalımıdır yoksa bu insan, kendi gibi ni olmamadır? Saklamalımıdır sevgisinin bir kısmını, merak konusumu yapmalıdır karşısındakine kaybetme korkusunu yaşamamak için? Kim kimi tanıyabilmiş 4-5 senede 50 senelik eşimi tanıyamamışım diyen insanların yaşadığı bir toplumda yaşarken. Sevginin tarifini yapamayan insanlar siyasette, sağda, solda; kendini keşfedememişken milletin geleceğine söz söyleyebilen insanlarımı elemeliyiz önce ilk seçimimizde? Nasıl bilebilirim sevdiğini söyleyen sevgilimin sevgi bende bir güneş kavuruyor içimi derken içtenliğimin rahatlığıyla ölü bir yıldıza dönüşme sürecine girmeye başladığını? Nasıl söyleyebilirim mutluluk oyunlarıyla bağlı tutarken, içten olduğumu? Nasıl sevgim böylesine büyürde büyür, kendi içimde parçalara ayrılmamak için kendime kenetlenirken, içtenliğimi özellikle korurken? Kontrolmü kalmış aşkta kaybetme korkusu almış başını giderken, ne müzikler çalıyor kulağımda gecenin sessizliğinde Sen'i düşünürken...
Kaydol:
Yorumlar (Atom)